Kahve Pişirme Yönteminin Kansere Etkisi
Kahve bulunan kafein (güçlü bir merkezi sinir sistemi uyarıcısı ve bronkodilatatör), diterpen alkoller (serum kolestrolü uyarıcısı) ve klorojenik asidin de içinde bulunduğu binden fazla biyolojik olarak aktif bileşiği içeren kompleks bir içecektir.
Bir fincan kahve, yüzlerce, muhtemelen binlerce bileşiğin bir karışımıdır ve bu bileşiklerin seviyeleri, kafeinsizleştirme, dondurarak kurutma, kavurma ve demleme dahil olmak üzere çeşitli üretim ve hazırlama işlemleriyle değiştirilir.
Kahvede bulunan ve kansere karşı koruyucu olduğu düşünülen bazı bileşikler kahvenin türüne, kavrulma derecesine, pişirme yöntemine ve su/kahve oranına göre farklılık gösterebilmektedir. Kahvenin kansere karşı koruyucu etkinliğini ortaya çıkarmak için bu pişirme yöntemleri ciddi önem taşımaktadır.
Standart bir fincan kahvenin 100 mg kafein sağladığı düşünülmektedir. Sonuçlar değerlendirildiğinde tüketilen kahvenin pişirme yöntemine bağlı olarak farklı sonuçlar açığa çıkmaktadır.
Bu konuya açıklık getirmek için yapılan çalışmalara baktığımızda : Filtre kahve ve haşlanarak yapılan kahve ( bizim türk kahvesini pişirme yöntemimiz ) kansere koruyucu dediğimiz bileşiklerin neredeyse tamamını koruduğu bulunmuş. . Ancak bu konuda çok kısıtlı çalışma olduğu için kesin bir yargıya ulaşmak şimdilik çok zor görünüyor.
Burada dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta ise kanserin türü. Akciğer kanserinde kahve tüketimi önerilmediği için, pişirme yöntemi fark etmeksizin, yapılan çalışmalar genellikle olumsuz sonuçlanmıştır.
Özetle ; Haşlama ve filtre yöntemiyle kahvenin içeriği en iyi şekilde korunuyor diyebiliriz.