Tiroid Kanseri Tanı Ve Tedavisinde Gelişmeler
Vücudumuzda hormon üretiminden sorumlu olan tiroid bezinde hücrelerin kontrolsüz büyümesi sonucunda tiroid kanseri gelişebilmektedir. Kadınlarda iyi huylu tiroid nodülleri ve hastalıkları daha sık görülmesine rağmen erkelerde görülen tiroid nodüllerin kanser olma riski kadınlara göre daha fazladır. Diğer birçok kanserde olduğu gibi bu kanser türünün tanı ve tedavisinde de önemli ilerlemeler kaydedilmektedir.
Başlangıç evrelerinde hiçbir belirti vermeyen tirod kanseri daha ileri safhalarda boyun ön kısmındaki tiroid bezinin olduğu bölgede şişlik, yutma güçlüğü, ses kısıklığı ve bazen de boyun bölgesindeki lenf bezlerinde şişlik olarak belirti verebilir. Yapılan fiziksel muayene sonrasında tiroid bezinde saptanan nodüllerin ultrasonografi ve sintigrafik yöntemlerle incelenmesini takiben tiroid ince iğne biyopsisi ile teşhis konulabilmektedir. Hasta başka bir şikayetle gitmiş olsa dahi gerek aile hekimi gerekse iç hastalıkları ve genel cerrahi uzmanları tarafından yapılacak olan tiroid muayenesi ve deneyimli hekim tarafından yapılacak olan ultrasonografi erken teşhiste çok önemlidir. Medüller tiroid kanseri tiroid kanserlerinin nadir görülen bir türüdür. Bunların bir kısmı ailesel genetik mutasyonlar ile ilişkili olmaktadır. Bu ailelerde genetik taramalar yapılmalıdır ve eşlik eden diğer hastalıklar açısından detaylı incelemeler gerekmektedir.
Ameliyat tiroid kanseri tedavisinin en önemli kısmıdır. Tümörün durumuna göre tiroid bezinin bir kısmı yada tamamının çıkarılması gerekmektedir. Eğer boyundaki lenf nodlarına yayılma varsa bunlarında cerrahi olarak çıkarılması tedavinin bir parçasıdır. Tüm tiroid kanserinin yaklaşık % 90’ nını oluşturan papiller ve foliküler tiroid kanserlerinde hastanın risk durumuna göre hastalık tekrarını önlemek amaçlı radyoaktif iyot tedavisi uygulanmaktadır. Bu tedaviler ile bir çok hasta tamamen iyileşmekte ve şifa elde edilmektedir. Tiroid bezinin arkasından geçen ses tellerinin ameliyat esnasında kalıcı hasar görmesi en korkulan komplikasyonlardan birisidir. Ayrıca tiroid bezinin hemen yanında bulunan paratiroid bezlerinin ameliyat esnasında yanlışlıkla çıkarılması yada damarsal yapısının bozulmasına bağlı kalıcı kalsiyum düşüklüğü görülebilmektedir. Bu nedenle cerrahi yapacak hekimin bu alanda tecrübeli olması son derece önemlidir. Nadir görülen anaplastik tür 60 yaş üzerinde görülmektedir ve oldukça agressif seyirlidir.
Her ne kadar şifa oranı oldukça yüksek olsa da bazen teşhiste yaşanan gecikmeler bazen de tümörün kendi özelliklerine bağlı olarak kemik ve akciğer gibi başka organlara yayılmalar olabilmektedir. Bu durumda radyoaktif iyot tedavisi oldukça etkili bir tedavi yöntemidir. Fakat hastalığın ilerleyen sürecinde bazen bu tedaviye direnç gelişmekte ve etkisi kaybolmaktadır. Kemoterapinin etkisiz olduğu bu safhada son dönemde geliştirilmiş olan akıllı ilaçlar adeta “imdada” yetişmiş olup, bunlar ile çok iyi neticeler elde edilmektedir. Daha nadir görülen ve radyoaktif iyot tedavisinin etkisiz olduğu medüller tiroid kanseri ve agressif seyirli anaplastik karsinomda yapılan genetik analizler sonucuna etkili olan hedefe yönelik ilaçlar saptanabilmekte ve bunların uygulanması ile iyi neticeler alınabilmektedir. Yine özellikleri uygun olan anaplastik kanser türlerinde immunoterapi etkili olabilecek bir tedavi yöntemidir.