Akciğer Kanserinde İmmünoterapi Ve Hedefe Yönelik Tedaviler

Akciğer kanserinin en büyük risk faktörü sigaradır. Sigara içen ebeveynlerin çocuklarında da bu kötü alışkanlık sıklıkla görülmektedir. Sigara, başta akciğer kanseri olmak üzere en az 15 farklı kanser riskini daha artırmaktadır. Sigarada 7 bin üzerinde kimyasal madde bulunmaktadır ve bunlardan en az 70’ inin kanserojen olduğu gösterilmiştir. Sigara bırakıldıktan ancak 25-30 yıl sonra akciğer kanser riski hiç sigara içmeyenler ile aynı düzeye gelmektedir. Son dönemde yapılan çalışmalarda elektronik sigara kullananlarda da akciğer kanser riskinin artmaya devam ettiği saptanmıştır. Elektronik sigaranın DNA defektlerine yol açarak bu riski artırdığı düşünülmektedir.

 

Son dönemde gelişen teknoloji ile akciğer kanseri tedavisinde de büyük ilerlemeler olduğu söylenebilir. Gerek halk arasında aşı tedavisi olarak bilinen immunoterapiler ve gerekse akıllı ilaçlar olarak bilinen hedefe yönelik ilaçlar sayesinde hastalığı ilerlemiş, başka organlara yayılmış akciğer kanser hastalarında bile çok iyi yanıtlar alınmakta ve hatta bu hastaların bir kısmında tam şifaya yakın yaşam süreleri elde edilebilmektedir. Fakat bu tedavilerin planlanması için hastanın tümör dokusunda detaylı moleküler ve genetik analizler yapılıp hangi hastanın hangi hedef tedavi veya immunoterapiden daha fazla fayda görebileceği bireysel olarak saptanmalıdır.

 

Hedefe yönelik tedavilerin etkinliğini gösteren moleküler ve genetik değişiklikler sigara içmemiş hastaların tümör dokularında daha sık görülmektedir. Akciğer kanseri teşhisi konulduktan sonra sigara içmeye devam eden hastalarda da tümörün beyine yayılma riski daha fazla olabilmektedir.

Akciğer kanserinde kemoterapi hala sık olarak kullanılan ve etkinliği bilinen bir yöntemdir. Fakat yeni gelişen akıllı ilaçlar ile kemoterapi kullanım sıklığının azaldığı söylenebilir. Bazen bu ilaçları tek başına, bazen kemoterapi ile birlikte bazen de kemoterapi  bittikten sonra kullanıyoruz. Gerek immunuterapi gerekse hedefe yönelik ilaçların yan etkileri genel olarak  kemoterapiye göre daha az. Bu da bu yeni gelişen ilaçların daha uzun kullanılabilme imkanı sağlıyor. Fakat bu ilaçlarda farklı ve henüz ortaya konulmamış bazı yan etkileri görülebiliyor. Bu nedenle bu hastaların tedavi sürecinde çok dikkatli takibi gerekmektedir.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Call Now Button0312 229 20 55